Kategoriler

5 Ekim 2020 Pazartesi

Emily in Paris



Tür: Komedi, Drama / 2020
Bölüm Sayısı: 10 (25-30dk)
Netflix Dizisi


Bonjouuurr, 2 Ekimde yayınlanan Emily in Paris ile karşınızdayım. Bölüm süreleri uzun değil bu yüzden bir çırpıda izlenebilir. Final bölümünden sonra başka bir bölüm aradım kıyıda köşede siz aramayın. Gelelim diziye..


Şikago'da pazarlama firmasında çalışan işkolik Emily'nin ayağına beklenmedik bir fırsat gelir ve Paris'e taşınır. Hem de lönk diye. İşin ucunda Paris de olsa insan biraz çevresini bırakmayı yadırgar ama anlaşılan Emily'nin ayrılacakları bariz olan sevgilisi ve üç beş kelam ettiği sarışın patronu dışında eşi dostu yok. Amerikan bakış açısı getirmek amacıyla gönderildiği bu saygın Fransız pazarlama firmasında Fransızca bilmemesi ve yabancı olması nedeniyle yadırganır. Çoğu zaman kötü giyindiği ve hareketlerinin aşırılığı nedeniyle alay konusu olur.
Amaaa günü kurtaran hep kendisidir. Hep dört ayak üstüne düşer, kimselerin yapamadığını o yapar. Ulaşılması zor insanlara ulaşır, yapılması zor işler başarır hem de bilmediği bir şehirde, bilmediği bir dil ve kültür ile. Sahi, dilini kültürünü bilmediğin bir yere bu kadar kolay uyum sağlayabilir mi insan hem de böylesine bir iyimserlikle? Böyle kolayca dünya iyisi arkadaşlar edinilebilir mi pat diye? Neredeyse tanıştığı her erkek ona yürür mü? Paris'te herkese otomatik flörtöz özelliği yükleniyor galiba Emily sevgilisinden ayrıldıktan sonraki flört hızı taksimetre gibi işliyordu.

Sabah koşularını, Paris manzaralarını, Fransızca öğrenme gayretini sevdim. Yaptığı yanlışlar sorguladığı şeyler hepimizin başına gelen şeylerden biriydi. "Je suis excité" gibi mesela. İngilizce ve Fransızcada benzer olduğunu düşündüğümüz kelimeler bazen aynı anlama gelmeyebiliyor. Böyle faux amislere örnek olarak İngilizcede "pain" acı demekken Fransızcada ekmek anlamına gelir. Bu hatalarını izlemek güzeldi. Ama herkes mi İngilizce bilir ya? Fransızca öğrenmekten çok Fransızların İngilizcesini geliştirdin be Emo. 

Bir de apartmanlarda zemin katı saymamaları sayesinde kızımız spoiiileerr ------Gabriel ile tanıştı tüm sezon oyum onaydı ama ondan da bir cacık olmadı maalesef. Ne tesadüftür ki Emily'nin iki günde can ciğer olduğu arkadaşı Camille ile sevgili olduğunu öğrendik. Paris amma küçükmüşsün be. Özellikle final sahnesinde hafiften 10. Doktorun Whaattt deyişi gibi kaldım. Herkes herkese mavi boncuk dağıtıyor, ne arkadaşa ne kalbe sadık kalınıyor bu ne iştir yahu :D----

Gossip girl göndermesini ayrı sevdim hemen gözlerim parladı, zevksiz (ringard) denilip giydikleriyle alay edilse de kıyafetlerin çoğunu beğendim tam bir Paris turisti gibiydi zaten Lily Collins her bölümde çok güzeldi. Bayıldım.

Pierre Cadault'nun "Bütün seriyi kim olduğunu bulmak için izledim meğer Dan'miş" gibi bir repliği vardı harikaydııı.

Genel olarak bir çırpıda izlenecek bir diziydi eğlendirdi mi, evet. Müzikleri ve görsellik açısından da güzeldi. Bazı cümleler oldukça hoştu aklımda kalanlardan biri "ŞİİR GİYMEK"
Asyalı arkadaşı Mindy ile ilişkisi eğlenceliydi. Sadece diziyi yeterince inandırıcı bulmadım fakat keyif aldım. Zaman geçirmek için şans vermeye değer. İnandırıcılık açısından etkilendiğim bir şeyi ne zaman düşünsem aklıma hep Something in the Rain geliyor. Epey oldu izleyeli ama belki bir gün ondan da konuşuruz.


Şimdilik Au revoir 💋






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder