Kategoriler

8 Ocak 2022 Cumartesi

SEÇME MASALLAR - ANDERSEN

Andersen, alegorik anlatımıyla masallarını bizlere sunuyor. Elbette bazıları güzel dersler veriyordu bu bakımdan en beğendiğim imparatorun giysileri yani meşhur KRAL ÇIPLAK! bu hikaye başlı başlına kesinlikle ders verir nitelikte. Bazılarını ise okuduktan sonra "ben ne okudum" demeden duramadım. Kafa kesmek mi dersiniz alakasız durumlarda oluşan aksilikler mi ölüp geberip gitmeler mi... Ne ararsanız var. O yüzden çok da çocuklara hitap ettiğini söyleyemem. Örneğin, gülperisi oldukça vahşi. Kafa kesip saksıya gömme gibi olaylar var. Diğer yandan bazı karakterlerin sonu oldukça hazin. Kibritçi kız bunlardan en bildiğimiz bir de papatya, kurşun asker gibi karakterler var. Üstüne bir de Andersen'ın "işte bu masal da böyle bitti isterseniz yeniden okuyun ama değişen bir şey olmayacak" diyerek bitirdiği masallae yok mu! 😄
Eh, tıpkı hayat gibi işte..

Tabi ki masallara özgü unsurlar da bolca yer alıyordu. Kralın, talibini bekleyen güzel kızı ve her güzel kız gördüğünde onu öpme münasebeti gösteren bir erkek. Güzellerin mutlu çirkinlerin mutsuz ve kötü olması ah ah..
Genel anlamıyla beğendim ama daha önceden bildiğim, okuduğum bazı masalların kitapta yer almadığını görünce hafiften üzüldüm.
Son olarak yeniden belirtmeliyim ki "seçme masallar" kitabı ve Andersen'in her masalı kesinlikle çocuklara yönelik değil seçmece yapmak lazım. 🍀

4 Kasım 2021 Perşembe

Le Bazar de la Charité/ Alevlerin Ardından Yorum


Dizi tarihte yaşanan Le Bazar de la Charité yangını faciasını üç kadının gözünden anlatıyor. İlk bölüm yangını konu alırken diğer yedi bölüm yangın sonrası yaşananları, etkilenen hayatları, verilen mücadeleleri anlatıyor. Yangın sahneleriyle, gerçekliğiyle, verdiği mesajlarla, aşk hikayeleriyle oldukça etkileyici. ❤

Peki neler oldu geçmişte?
Yangının hikayesi nedir?

Paris'te soylular tarafından sefalet içindeki halka yardım etme amacıyla her yıl kermes düzenlenmeye başladı. Bunun için herkesin sığabileceği büyüklükte ahşap bir mekan seçildi. 


1897 yılında ilk kez sinema gösterimi yapılacağı için kermes büyük ilgi gördü. Lumière Kardeşlerin ilk filmi yayınlanacaktı. O dönemki projeksiyonlar filmleri yansıtmak için eter ve oksijen kullanıldığından böyle kapalı bir mekanda gösterim yapılması son derece tehlikeliydi.

Büyük bir yangın çıktı. Dakikalar içinde alevler her yere yayılmaya başladı. Böyle büyük bi mekanda tek giriş çıkış olduğundan izdiham yaşandı ve kapı sıkıştı. İnsanlar oradan oraya kaçtılar, yere düşenleri ezip çiğnediler. Faciada pek çok kişi yaralandı, ölen 126 kişinin büyük çoğunluğu kadındı.

Anlatılanlara göre erkekler, bir an önce çıkabilmek için çıkışa koşarken kadınları bastonlarıyla ittirip düşürmüşlerdi. Kabarık ve şaşalı giysileri kadınların dezavantajı olmuştu.

Tarihte ilk defa tanınmayacak durumdaki insanların kimlik tespiti için dişler kullanılmıştı.

Olayın ardından Fransız kadınları birleşerek haklarını savundular. Bu hareket pek çok ülkeye yayıldı.

Özgürlük, eşitlik, kardeşlik diyorduk, ya kadın hakları?

Bu çifte bayıldığımı söylemeden geçemem ❤


25 Ekim 2021 Pazartesi

Sisyphus The Myth Dizi Yorumu




Dahi mühendis Han Tae-Sul, onu ve dünyayı nükleer bir felaketten kurtarmak için gelecekten gelen Kang Seo-Hae’nin hikayesini anlatan 18 milyon dolar bütçeli dizi 16 bölümden oluşuyor. 

Han tae-sul dahi bir fizikçi, mühendis her bişey hem zaman makinesini, icat ediyor hem düşmekte olan bir uçağı tamir ediyor. Üstünzekalı olması sapyoseksüel kadınlar için bir artı tabi ki 🤓 ben diziyi eksilerine rağmen severek izledim çünkü
☆ Zaman yolcuğu ve nükleer felaket ilgimi çekiyor.
☆ Park shin hye severim, özellikle burdaki savaşçı rolü ona çok yakışmış. Son zamanlarda eski rollerinden farklı rollere yönelmesi hoş.
☆ Başroldeki adamı ilk izleyişimdi birkaç bölüm yadırgadım sonra kimyalarını beğendim.
☆ Dizide romantizme az yer verilmesini sevdim aksiyon gizem izlemek istemiştim.
☆ Flashbackler ya da Flasforwardları izlemesi güzeldi. Gelecekteki dünyayı inandırıcı CGI'lamışlar 😁 
☆ Neredeyse çoğu kore yapımında oynayan amcamızın (indirici) hikayesi de çok güzeldi. Öylesine yazılmış bir karakter yoktu.
☆Kötü karakter Sigma'yı canlandıran oyuncular çok iyi oynamıştı. Yıllarca görünmez bir şekilde her yere sızması ve her şeyi kontrol etmesi ürkütücüydü. 
- Asla inandırıcı olmayan sahnelere sahipti. Örneğin; başrol kızın bir ordu dolusu insandan kaçması, mermilere görünmez olması sjdjfk, ya da en komiği binalardan, çatılardan yere bir "ah" bile demeden atlaması 🤪 
- Bir de nükleer bombalar Koreyi tamamen etkiledi, sildi süpürdü tamam ama diğer milletler kayıtsız mı kaldı yani Kore'de sağ kalanlara yardım edilmedi mi bu ülkeyi terk mi etti dünya? 

Dizinin adının Sisifos olmasının nedeni Yunan Mitolojisine dayanıyor. Bir gün Kral Sisifos Tanrıları kızdırır. Böylece öldüğünde bir dağın tepesine kendinden büyük devasa bir taşı taşımakla cezalandırılır. Ama beyhude bir çabadır bu, çabanın boşa çıkması da cezaların en kötüsüdür. Zirveye her yaklaştığında taş aşağı yuvarlanır ve döngü her defasında tekrarlanır. İşte başrollerimizin uğraşı da aynı Sisifos gibidir. Geleceği değiştirmek için uğraşıp dururlar sonunda bir şeyler değişir ama nasıl?

"Misogamist" terimini öğreten diziye teşekkürler. Sizce nedir Misogamist???

Pandora Film




Pandora (Aksiyon, Gerilim) 136 dakika
Yönetmen: Park Jung-Woo
Senaryo: Park Jung-Woo
Oyuncular: kim nam-gil, Moon jeong-hee, jung jin-young

Kasaba sakinleri, eski santralin bir gün felakete yol açacağını biliyordu ve günün birinde pandoranın kutusu açıldı.


Chernobly felaketine benzerliğiyle dikkatimi çeken 2016 yapımı Pandora filmi 2 saat 16 dakika olmasına rağmen hızlı başlıyor ve güzel ilerliyor. 

Deprem sonrası eski bir nükleer santralde çıkan sorunların çözülmek yerine örtbas edilmesiyle ortaya çıkan yıkımı ve bu yıkımı önlemek için hayatını feda eden insanları izliyoruz.

 Chernobly'in gerçek oluşu ve tüyler ürpertici gerilimli atmosferi bambaşka olsa da bu film de anlatmak istediğini çok güzel bir kurguyla anlatıyor. 
Yetkililerin kriz yönetimindeki başarısızlığı ve bu insanların olaylar karşısındaki tutumu yüzünden yer yer çıldırırken buldum kendimi tabi bunda oyunculukların iyi olmasının da katkısı var. 
Kaos ortamında insanların paniğe kapılarak yaratacakları izdihamı, diğer insanların yaşaması ve ülkesi için fedakarlık yapan insanların ve bunun aşırı ve gerçek dışı bir kahramanlıkla göze sokulması yerine yapılması gerekeni yaparken "Böyle ölmek istemiyorum" diyerek gözyaşı döken gerçekçi bir kahramanla yapması oldukça etkileyiciydi.

Hem hızlı ilerlesin sıkmasın hem de duygusal olsun diyorsanız hazırlayın mendilleri ve açın filmi. 🔥
.........


Houston, Houston Duyuyor Musun?








Birkaç yüzyılda dünya ne kadar değişebilir? Değişime uyum sağlanabilir mi?

Bu sorulara elbette hepimizin cevapları var. Üstelik ilginç cevaplar da çıkabilir aramızdan. Houston, Houston Duyuyor Musun? da bunlara verilen bir cevap niteliğinde bir kitap. Oldukça kısa, 90 sayfa kadar. İlk 3-4 sayfayı okurken anlamakta zorlandım ancak sonrasında anlaşılır bir hal alıyor.

Nihayetinde uzayda geçen bir macera ve gizem bunun olmazsa olmazı. Özellikle diğer uzay aracıyla ilk iletişime geçtikleri anlar epey sürükleyici. Ancak zaman atlamasını bu kadar kolay kabullenmeleri düşündürücü. Bizler eski yaşadığımız şehirlerin, mahallemizin değişimlerini böyle kolay kabullenmiyoruz. Hatta telefonumuzun temasını değiştirdiğimizde bile bu kadar kolay alışamıyoruz 😁

Cinsiyetlerden birini yerin dibine sokarak diğerini yüceltmesi hoşuma gitmedi. Kadınların hepsi iyi, erkeklerin hepsi kötü diye bir dünya elbette yok. Bunu yaptıktan sonra kendimize insan diyoruz demesi çelişkiydi benim açımdan.

Genel olarak hızlı bir hikâyeydi ama daha uzun hikâyelik bir malzemesi vardı.

 Daha uzun olsa okur muydum?
 Evet. 

Xoxo.

My Name Dizi Yorumu


Babasının ölümünün ardındaki gerçeği öğrenmek için intikam hırsıyla yanıp tutuşan bir genç kız, babasının üyesi olduğu bir uyuşturucu örgütüne katılır.
Dongcheonpa örgütünün patronu babasının arkadaşıdır ve onu yıllarca eğittikten sonra polis departmanına köstebek olarak sokar. Böylece kız, babasının katilinin kim olduğunu bulmaya çalışır.
------------------

Öncelikle sekiz bölümlük Netflix Kore dizisinin oldukça sürükleyici olduğunu söylemek isterim. Nevertheless'dan tanıdığımız Han so-hee burada döktürmüş, kozasından çıkıp bambaşka biri olmuş. (Nevertheless izleyenler kelebek göndermemi anlamışlardır gagshd) 

Belki ilk bölümlerde birkaç teoriniz olabilir (ben tahmin etmiştim) ama hikaye ve oyunculuklar insanın aklını karıştırmak için ellerinden geleni yaptıklarından neye inanacağımı şaşırdığım bir noktaya gelmiştim bir yerde! İnsanı fena ikilemle bırakması çok güzel. 

Yok artık dedirten sahneler var mıydı? Tabiii kiii ama aksiyonun olmazsa olmazı değil mi bunlar? Dublörsen bir vuruşta işin biter ama karakterlerden biriysen yüz kere bıçaklansan da ölmezsin mesela 😂😂 

Neyse çok bahsedip ortalığa sürpriz bozan salmaya gerek yok ben Kill Bill havası verdiği için de ayrıca sevdim. ❤

İzlenir mi, evet.
Siz sonu hakkında ne düşünüyorsunuz?

20 Ağustos 2021 Cuma

Pictures of My Mind (Kısa Hikaye)



İngilizce yazdığım bir hikaye. Okuyan olursa ne mutlu :)


Picture Of My Mind

It was the most tiring night of my life... I work only at night on purpose because night makes me more creative and that reflects on my drawings. But that night was different from the others. The storm was blowing violently, tree branches were clicking the windows. “Knock! Knock!” The rain was beginning to fall slowly. Despite all this noise my eyes were starting to close. My thoughts was fading, birds on my canvas were fliying, the lamp in the room was fluctuating, my entire body was captured by a sweet drowsiness... Then suddenly, the rain came down in heavy sheets. The strong wind was never tired, the anger of the night was not resting. Lightnings were flashing which illuminating the darkness of the night and whispered me:

28 Temmuz 2021 Çarşamba

Film: Jean de Florette / Manon des Sources


MARCEL PAGNOL adlı yazarın iki kitaptan oluşan serisinin ilk filmi jean de Florette diğer adıyla L'eau de collins, kitapla epey benzer belli ki aynı tadı vermek için çalışmışlar. Yine de kitaptaki ayrıntı ve olayların hepsini vermeleri mümkün olmadığından dolayı film kısa bir özet gibi.  

18 Temmuz 2021 Pazar

Doom At Your Service Dizi Yorumu


Doom at Your Service | One day, Destruction Entered The Front Door Of My House


"Dokunduğun an kaybolan şeyleri sevmek yalnız hissettiriyor olmalı. Sevmek istemeyecek kadar yalnız."

6 Mayıs 2021 Perşembe

KİTAP: MAYMUNLAR GEZEGENİ / Pierre Boulle


"Aklını kullanabilen insanlar mı? Hayır, bu mümkün değil; bu noktada yazar ne yazık ki maksadını aşıyor!"