Kategoriler

23 Ocak 2020 Perşembe

Hyde, Jekyll and Me




Hyde, Jekyll, Me
Tür: Komedi, Dram / 2015
Bölüm Sayısı: 20 
5/10 olabilir.



Birkaç yıl önce Robert Louis Stevenson / Dr. Jekyll ile Mr Hyde kitabı hakkında yazmaya karar verip vazgeçmiştim. Keşke yazsaydım diyorum şuan! Okuduğumda aklımda canlanırdı. Bir çırpıda bitiveren bir kitaptı, kapağının kendisi dahi spoiler verse de insanı sıkmıyordu.


Açıkçası dizinin varlığından Hyun Bin sayesinde haberdar oldum. Oynadığı şeylere şöyle bir göz atarken kitabı okumuş olduğum için hemen ilgimi çekti. Konudan kısaca bahsedeyim....
-Öncelikle kitaptan uyarlama bir dizi değil-




Goo Seo Jin çoklu kişilik bozukluğundan muzdarip iki bambaşka kişiliği olan duygularını kontrol etmeye alışmış soğuk bir adamdır. Kore'nin Disneyland'i olan Wonderland adlı eğlence merkezinin müdürü ve zengin bir varistir. Onun tam tersi harika bir karakteri olan diğer kişiliği Robin'den kurtulmayı amaçlar ve beş yıl boyunca onun dışarı çıkmasını engellemek için özel bir çaba gösterir. Ancak bir gün Amerika'dan dönen sirk lideri ve ip cambazı Jang Ha-Na sayesinde Robin yeniden ortaya çıkar, hastalığın tedavisini bulduğunu söyleyen Goo seo-jin'in doktoru ise aniden kaçırılır! Ortada bir tanık vardır: Sirk lideri Jang Ha-Na. Böylece olaylar gelişir, sırlar bir bir ortaya çıkar, bir aşkın ortasına düşeriz.


 



Kitabın aksine, Jekyll'yi Hyde'a dönüştüren şey ise; disosiyatif kimlik bozukluğu (çoklu kişilik bozukluğu= Fakat buradaki Hyde, Seo-Jin'in kendinden bile daha iyi biri! Robin.
Onu tanıyınca insanın yüreği onun yok olmasına, Seo-Jin'in iyileşmesine izin vermek istemiyor... Kesinlikle ikilemde bırakan bir konu.



Goo Seo-Jin
Geçmişte yaşadığı bir travma yüzünden alt kişiliği oluşan, duygusuz, tatsız, tek düze bir hayat süren, kendini kurtarmak için başkalarını feda edebilecek bir karakter. Kimseye güvenmemesinin ve böyle biri olmasının altında yatan en büyük sebeplerden birisi ise babası. 
Ha-Na'yla karşılaşana kadar yaşamın nasıl bir tadı olduğunu bilmiyor. Daha sonra, yaptığı fedakarlıklar ve özverili biri oluşu insanın içini eritiyor. En önemlisi, düşünün, birini seviyorsunuz ama o sizi değil sizin ikinci kişiliğinizi seviyor... Bunu kabullenip onlara ilişkilerini yaşamaları için alan tanımak ve kurtulmak için can attığı ikinci kişiliğini benimseyip varlığını kabullenmek kolay bir şey değil. Gerçekten baştan sona ilmek ilmek karakter gelişimi görüyoruz ve oyuncumuz bunu çok iyi yansıtıyor.






Robin karakteri özene bezene oluşturulmuş, "kişiliği" insanları kurtarmak olan bir karakter. Böyle sıcak, özverili, iyi, güzel, sıcak çikolata gibi biri. İnsanın başına gelecek en güzel Hyde! Öyle ki kendini Seo-Jin den daha fazla sevdiriyor insanlara. Ondan kurtulmak isteyen Seo-Jin için güzel duygular besleyerek daima pozitif yaklaşım sergiliyor. Bir parazit, yankı olarak görülmek yerine kendi olarak var olmak istiyor. Ha-Na'ya olan aşkı ve onu her şeyden koruma arzusu hayatta kalmasına neden oluyor.









Gelelim daha çok spoiler içeren yorumlarıma;

Seo-jin ve Robin'in gerçekten farklı bedenlerde olmasını dilerdim, gerçekten ikiz olmalarını... Ha-na karakterini aşırı sevmesem de bazı sahnelerde hissettiklerini anlayabilmemi sağladı. Güler yüzlü ve sempatikti. İnsanın duvarlarını aşmayı görev bilmiş bir karakter..
Ama asıl oyuncumuz Hyun Bin oynadığı diziyi yine alıp götürdü diyebilirim. Robin ve Goo'yu sanki var olan ikiziyle birlikte oynamış gibiydi. Aynı hissi Secret Garden'da kadın karakterle vücut değiştirdiklerinde de yaşamıştım. Gerçekten hem müthiş güzel hem yetenekli bir oyuncu.  

Robin'in ve Seo-Jin'in apayrı hayatları olması, birbirleri hakkında çok az şey bilmeleri güzeldi. Bu yüzden Ha-Na sayesinde birbirlerinin hayatlarına dahil olmaya başladıklarında bir kabulleniş yaşadılar. Robin'in ünlü bir webtoon sanatçısı olması, çizim yeteneği, araba kullanabilmesi, insan ilişkileri... Öylesine farklıydı ki, hayatı Soe-Jin'den daha güzel, doya doya yaşıyordu. Sabah birinin gece diğerinin aktif olması eminim bedeni bir hayli yormuştur. Seo olarak uyuyup Robin olarak uyandığında, Robin'in saç stili var oluyordu, bunu kim olarak uyandıklarını anlamamız için yaptıklarını düşünmek istiyorum aksi halde anlamsız buldum.

Havalı doktor Yoon Tae Joon herkesin güvenini kazanan bir karakter olduğu için asıl kimliğini öğrendiğimde şaşırmıştım. Sürekli birilerini hipnoz etmesi güzeldi :D Beynimizin bizi korumak için neleri silip neleri var ettiğini gördüğümüz karakterlerden biriydi.

HaNa, içlerinden birini, yani Robini seçtiği için mutluyum. İkisine de değer verip peşlerinden ölüme gitti. Gönlü az çok Goo'da da olsa "Amaaan nasılsa aynı bedendeler, aynı kişi sayılırlar" diyerek ikisine de mavi boncuk vermedi. Robinle başlayan ilişkisine devam etti ve ona var olduğunu hissettirdi. İkisinin birleşip tek kişi olmasını dilemesi ise eminim herkesin dilediği bir şeydi! Fakar dizide onun bir ip cambazı olduğunu biliyoruz, yanında ip taşıdığı sahneler de var keşke ip üstünde bir sahnede bari görme fırsatımız olsaydı. Ünlü bir eğlence merkezinde geçen dizide gördüğümüz en büyük etkinlik ise sevgililer gününde yaptıkları ufacık bir gösteriydi. İlk bölümde gördüğümüz HaNa ile bağı olan gorilden bir daha haber alamadık mesela...
Arka planı ve derinliği olan çalışılmış hikayeler görmek hoşuma gidiyor. Çehov'un dediği gibi "Duvarda asılı bir tüfek olduğunu söylüyorsanız, sonraki bölümlerde o tüfek patlamalıdır"
 Ayrıca dizinin 20 bölümden oluşmasına gerek yoktu. Yoon Tae-joon olayından sonra hikaye Robin/Seo-Jin üzerinden gitmeye başladı. Seo kendini buldu, Robin kendini gösterme fırsatı. Yine de 16 bölümden oluşsaydı gerçekten tadında bir hikaye izlemiş olurduk...

Bazı yerlerde benim başıma gelse ne yapardım diye düşündüm üç ana karakter için de zordu her şey. Son iki bölümde çok duygulandım. Neler olabileceğini tahmin edilse de sıkılmadım o sahneleri izlerken. Sonu güzel bittiği için içim cız etmedi ama Robin'e veda etmek çok üzücüydü.


"Robin was here"






Aklıma gelenler bu kadar!
Sevgilerle, Merveilleux

2 yorum:

  1. O dönem Kore'de çoklu kişilik bozukluğu konusu modaydı galiba :D Ben de o zamanlar başlamıştım bu diziye ama beni sarmamıştı hiç ya. Aynı dönemde çıkan ve aynı konuyu işleyen Kill Me Heal Me bana daha cazip gelmişti. Hala en sevdiğim K-dramalardan biridir. Eğer izlemediysen bence ona da bir bak, bence kesin seversin :D

    YanıtlaSil
  2. Söylediğin diziyi bir de bir ara bloğunda gördüğüm bir başka diziyi fırsatım olduğunda izleyeceğim :D (böyle yazınca gizemli oldu sen bile merak ettin şimdi)
    tam o dönemler mi bilmiyorum ama Split de o zamanlardaydı galiba. Çoklu kişilik bozukluğu oldukça acayip ve evlerden uzak olsaıca bir şey 😁

    YanıtlaSil