Kategoriler

5 Aralık 2017 Salı

Gabriel García Márquez Ve Hüzünlü Orospusu


   Latin Amerikalı yazarın bir çırpıda okunuveren kitabı ‘Benim Hüzünlü Orospularım’ hakkında söyleyeceklerim ile ilk içerikli yazımı okuyorsunuz arkadaşlar. 💁🏼

   Öncelikle 48 saat süren anlamsız uykusuzluğum sebebiyle yapabileceğim hatalar için özür dileyerek başlamak istiyorum. Yinede iki gün içinde farklı tarzda iki kısacık romanı bitirmenin zihin açıklığına güvenerek bu son kitap hakkında söyleyeceklerim var;
Gabriel Garcia Marquez, bildiğimiz gibi Yüzyıllık Yalnızlığın yaratıcısı olarak tanınıyor. Büyülü gerçekçilik akımının en önemli eserlerinden biri olan bu kitabın yazarının kaleminden çıkabilecek salt ama etkileyiciliğini sürdüren Benim Hüzünlü Orospularım’da beni rahatsız eden bir baş kahraman olmasına rağmen yarım bırakmamaya direnmekte pek zorlanmadım.

   Hikayede kendi hayatından kesitlere yer veren Gabo, baş kahramanı 90. yaş gününü kutlayan tahmin edildiği üzere gedikli bir kerhane müşterisi olarak tanımlıyor. Bana göre psikoseksüel rahatsızlıkları olan bu dedemiz yalnız geçen bir asırlık ömrü boyunca birlikte olduğu hayat kadınlarının listesini tutup onları kategorilere ayırmakla meşgul. Öyle ki beş yüz bilmem kaçıncı kadından sonra sıkılıp bu işi bırakıyor. Yalnız dikkat, kadınlarla birlikte olmayı değil elbette, onları kategorilere ayırmayı bırakıyor.

   Verdiği pedofili ve ensest mesajları dışında Gabo, dedemizi öyle güzel betimliyor ki onun eski buruşuk tenindeki beyaz kılları dahi hayalinizde canlandırmamanız mümkün değil. Satır araları buram buram yaşlılık kokuyor. Öte yandan dedemizin 90 yaşında aşık olduğu olsa olsa on dört yaşlarında bir kerhane işçisi kız çocuğunda gençliğin bize verdiği nimetlerin tanımını buluyorsunuz.

   Tüm bunlara rağmen kitabın Yeşilçam mutlu sonlarını aratmayan, Gabo’dan beklenmedik bir klişelikle son bulması beni bir miktar üzdü. Okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz ama yinede Latinlere özgü o tatlı edebi akıcılık uğruna okunabilir. Şayet benim gibi kalemini ustaca kullanan Gabo gibi yazarlardan etkilenip günler boyu okuduklarınızı üzerinizden atamıyorsanız edebinizi yerine getirebilmesi için Dostoyevski okumanızı tavsiye ediyorum. Nitekim beni ancak Asya ahlakı tatmin edebiliyor..

   Bahsettiğim ensest mesajı hakkında hikayesinin üzerimde bıraktığı iticiliğe rağmen bu şahane şeyi dinlemek isterseniz;  https://m.youtube.com/watch?v=ivcQuhhbogc


 Dartanyan 👄

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder