Kategoriler

18 Temmuz 2021 Pazar

Doom At Your Service Dizi Yorumu


Doom at Your Service | One day, Destruction Entered The Front Door Of My House


"Dokunduğun an kaybolan şeyleri sevmek yalnız hissettiriyor olmalı. Sevmek istemeyecek kadar yalnız."

Dizi, varlığıyla her şeyin yok olmasına neden olan, Tanrıya hizmet eden, isim anlamı yıkım/kıyamet anlamına gelen Myul Mang (Seo In-Guk) ile yakında öleceğini öğrenen Dong-Kyung (Park Bo-Young) adında bir kadının etrafında dönmektedir. Beyin kanseri olduğunu öğrenen Dong-Kyung kötü bir günün ardından sarhoşken kıyamet kopmasını diler böylece kıyamet kapısını çalar. Çünkü bu dilek aslında yıkımın dilediği şeydir. Acılı bir ölümdense huzur içinde bir ölümü seçerek Myul Mang ile yaptığı anlaşma ikisinin yaşamını derinden etkiler çünkü hisleri, hayata bakışları değişmek üzeredir. Ancak Tanrı'nın onlar için başka planları vardır.

Goblin ve ölüm meleğinin karışımı gibi olması nedeniyle diziyi çok sevdim. Elbette Goblin kadar tutarlı ve dolu (finali hariç) bir senaryoya sahip değildi ancak görsel efektleri mükemmeldi, soundtrackte güzel şarkılar vardı.
Karakterler dizinin edebi bir dille yazıldığı için canlandırması zor olduğunu söyleseler de izlerken bunun farkına varamadım.
İlk yarı hızlı başladığı için güzeldi ama ilerleyen bölümlerde zaman zaman tempo senaryodan kaynaklı olarak düştü. Bunu da kimyaları acayip iyi tutan başrollerimiz kurtardı.
Teyzenin Amerikada yaşamasına rağmen iki kelimeden başka ingilize konuşmaması, Amerikalı kocasıyla bile Korece konuşması saçma ve tutarsızdı.
Bazı metaforlar, sembolik ifadeler insanı farklı açılardan düşünmeye itiyordu. Tanrı ve onun bahçesi, kelebeği, saksısı vs gibi.

Dong-Kyung'un Myul Mang'ı insanlara tanıtırken Korece insan anlamına gelen Sa-ram kelimesini seçmesi güzeldi çünkü yıkım başta insanlardan hoşlanmayan, insansız bir dünya isteyen bir karakterken zamanla onlarla bağ kuran ve neredeyse insanlaşmaya başlayan biri olmuştu.

Öteki dünyayla aracı olan yıkım, bazen bir insanın bazen de bir geleneğin son anına eşlik ediyordu.

Dong-Kyung'un yıkımı anlamak için doğaüstü varlıkları konu alan başka dizileri izlemesi beklenmedikti benim için. Hotel del luna, Tale of the nine taled gibi dizileri görmek sevindirdi. 😁

Dizinin bitiş sahnesi tıpkı hayattan bir an gibi olduğu için beğendim. Veda eder gibi herkesin mutlu sona kavuştuğu slaytların döndüğü bir finalden ziyade olağan bir durumun bir kısmını izleyebilmişiz gibiydi. Ya da kameranın pili bitmiş ve şak diye kesilmiş artık ne dersek 😂

Başrol oyuncularını ilk kez izlediğim bir diziydi Doom at your service. Park bo-young'dan hoşlanmazdım bu yüzden aşırı övülse de strong woman'ı izlemedim. Ancak bu diziyle kendisine olan fikrim değişti karakterinden mi yoksa dizideki imajından mı bilmiyorum. Özellikle Seo ın-guk ile aralarındaki uyum çok güzeldi. Goblin kadar destansı olmasa da tale of the nine taled'den biraz daha iyiydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder